بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ ٣٤

Önce biraz verip de arkasını getirmeyeni.

– Seyyid Kutub

أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ ٣٥

Acaba gaybın bilgisine sahiptir de o alemin sırlarını mı görüyor?

– Seyyid Kutub

أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ ٣٦

Yoksa Musa'ya indirilen kutsal sayfaların içeriğinden haberi olmadı mı?

– Seyyid Kutub

وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ ٣٧

Ve görevini titizlikle yerine getiren İbrahim'e inmiş olan kutsal sayfaların içeriğinden haberdar olmadı mı?

– Seyyid Kutub

أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ ٣٨

Ki, hiç kimse başkasının günah yükünü taşımaz.

– Seyyid Kutub

وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ ٣٩

İnsan ancak kendi çalışmasının karşılığını elde edebilir.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ ٤٠

Onun çalışması, ilerde kesinlikle gözler önüne serilecektir.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ ٤١

Sonra çalışmasının karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ ٤٢

Sonunda kesinlikle Rabb'inin huzuruna varılacaktır.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ ٤٣

Güldüren de, ağlatan da O'dur.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا ٤٤

Öldüren de dirilten de O'dur.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu